Kandy
Mirissa' dan matara' ya geçtik. Hedefimiz ükenin 2. büyük şehri olan Kandy'e gitmekti. Trenlenle önce Colombo' ya ardından Kandy ye gectik. Sr,Lanka' da trenden vazgeçmeyin derim. Yol boyunca hiç sıkılmadan muhteşem tabiat örtüsünü izliyor ve yeşilin hiç görmediğiniz tonlarıyla tanışıyorsunuz. Ama sakın 1. mevki olmasın :)
Kandy ye indiğimizde akşam olmak üzereydi, ve maalesef otelimiz şehrin biraz dıiında bir tepedeydi. o yüzden hemen otele geçerek dinlenme kararı verdik. Zira Kandy ülkenin 2. büyük kenti hatta eski çağlarda başkentiymiş ve görülecek çok şey, gidilecek çok yerimiz vardı. Colombo ile boy ölçüşemese bile burasıda ülke ticaretinde adı geçen bir merkez.
Geniş bir platoya kurulmuş olan Kandy, tropikal bahçeler ve çay tarlalarıyla süslenmiş gibi.Sri Lanka' nın her yeri gibi yemyeşil bir doğa ve kucağında tarihi saklıyor.
Diş Tapınağı' ( Tample Of The Tooth) ,
Diş Tapınağı' ( Tample Of The Tooth) ,
Geziye '' Diş Tapınağı'' ( Tample Of The Tooth) ile başladık.
Diş Tapınağı, ( Tample Of The Tooth) Budist dünyasındaki en önemli ve en eski ibadethanelerden biri. Budha 'nın dişinin kalıntısının orada olduğuna inanılıyor. ve diş kimdeyse güç ondadır. Bu yüzden Kandy eski çağlarda ülke yönetiminde önemli bir rol oynamış krallığın son başkenti olmuştur. Tapınak kompleksinin içinde bulunan Kandy Müzesi ve Dinler Tarihi Müzesi Görmeden geçilmeyecek kadar önemli ve değerliydi. Uzun yıllar süren iç savaş sırasında Tamil Kaplanları tarafından bombalanarak tahrip edilmiş ama tahribat tamamen onarılmıştır.
Diş Tapınağı, UNESCO' nun kültür mirasları listesindedir.
Diş Tapınağı gezmek umdugumuzdan da uzun zaman aldı. Tapınaktaki bir çok yer gerçekten ilginç. Ayrıca halkı gözlemlemekte gerçekten ilgi çekiciydi. Oradan çıkıp bir tuktuk( triportor) kiralayarak Ceylon Tea Museum (Seylan Çay Müzesi) gezmeye gittik. Tuktuk la seyahat gerçekten keyifli, ama hem taksiden daha hesaplı hemde tuktuk şöförleri daha samimi.
Ceylon Tea Museum (Seylan Çay Müzesi) Sri Lanka' lı çay kooperatifçileri birleşerek, eski bir çay fabrikasını restore ederek hayata geçirmişler. Çayın öncülerinden olan Thomas Lipton' nun ve diğerlerinin çay üretmek için kullandıkları eski metodlar gösteriliyor. Tabi tur sonunda bir bardak nefis çay ikramları var. Fakat çok kalabalık adım atacak yer bulamıyorsun, gürültüden dolayı bir an önce kaçmak isteğiyle çayları bırakıp çıktık. Zaten çaylarda Lipton değildi :)
Bulduğumuz ilk tuktuk' a atlayıp merkeze göl kenarına döndük ve muhteşem manzarada mis gibi Seylan çaylarımızı yudumlayarak günün yorgunluğunu çıkardık..
Kandy Botanik Bahçesi
Kandy' e gidip haftalarca kalsanız gezecek yer bitmez. Ama bizim zamanımız kısıtlı olduğu için Başlıcalarını görelim dedik. Bu sefer durağımız Botanik Bahçesi, (Peradeniya Botanic Gardens ) 60 hektarlık bir arazi olan bahçe eskiden Kraliyet mensuplarına özelmiş. Şimdi ise halk bu çok büyük ve etkileyici bahçenin tadını çıkarıyor.Bir çok özel ağaç çeşitinin yanında özenle paysaj yapılmış bahçeler. piknik alanları var. Sri lanka patentli bir çok orkide çeşidi özel bir bölümde sergileniyor.Aslında Botanik Bahçesi için söylenecek çok fazla birşey yok. Görmek gerek.
Grinin tonları amca' daydı dayanamadım çektim :) |
Çay içimlik manzara değilmi? |
Okul çıkışı çocuklar |
,
Neredeyse tüm günümüzü alan Kandy Botanik Bahçesi gezisinden sonra ayaklarım iflas etti. Ayacıklarımı uzatıp sıcak sütlü çayımı yudumlamaktan başka hiç bir şey cazip gelmiyordu. Niyetimiz kaldığımız yerde biraz dinlendikten sonra Yemeğe çıkmaktı. Ama yemek vakti gelince çok hoş bir süprizle karşılaştık. misafir evinin sahibi bizim için özel harika bir masa hazırlamıştı. Bir Türk olarak orada oldukça revaçta olduğumu söylemeliyim :)
Ertesi gün Uddazattakale ormanına gidecektik, yemekten sonrada dışarı çıkmayı es geçtik.
Uddazattakale ormanı, Uddazattakale Forest,
Kandy Gölünün (Kandy Lake) kuzey tarafında yer alan bu orman yaşlı ağaçlarla dolu, kuş gözlemcilerinin gözde mekanı. Düzenlenmiş yürüyüş yolları, her yol ayrımında bulacağınız açıklamalarla kaybolma şansınız yok. tabi ormanın içinde, çünkü biz girişi karıştırıp ormandan dışarı çıkılan bölümden girmişiz. biraz yürüdükten sonra tam ormana gireceğimiz bölümde bir asker nöbetteydi. Yanlış girdiğimizi söyledi ama çıkışta bilet almak şartıyla bizi bıraktı. Aramızda kalsın bir tek sigara bize çok yardımcı oldu. :) Söylemeden geçemeyeceğim Sri Lanka' da sigara içmek ayıp. Dıiarda kimseyi sigara içerken göremezsiniz, turistler hariç. Ama nereye gitsek her zaman 3-5 otlakçı çıktı :)
Ormanda uzun bir yürüyüşten sonra herkesin girdiği kapıdan bilet parası ödeçek için ısrar ederek çıktık.:)
Çocuklarıyla Ormanda Dinlenen Fransız Aile |
Kuş Gözlem Kulesi |
Bambu Ağaçları, sağlamlığı test edildi :) |
Kitugala- Kelaniya Ganga River
Kelaniya Ganga Nehri, baştan beri gitmeyi hesapladığımız bir yerdi. Turizm Ofisinden tüm broşürleri toplamış, en önce Sri Lanka' da ki Rafting alanlarına bakmıştım :) Bu kadar nehrin olduğu bir yerde Rafting olmasa olmazdı zaten. Ama Kelaniya Ganga Sri Lanka' da Rafting yapılacak en iyi yerdi. Ayrıca David Lean ın Kwai Köprüsü filmi burada Kitugala' da Kelaniya Ganga üzerinde çekilmişti.Uzatmadan söyleyim, doğa deli gibi güzeldi ama nehir çok sakin. Geciken muson yağmurlarından nasibini almıştı oda. en azından nehirde bir kayık gezisi yapmış olduk. Monitörler bizi heyecanlandırmaya çalıştılar başta sonra vazgeçtiler. normalde 2 saat süren tur 45 dakikada bitti.
Dönüş yolunda nehirde yüzmenin tadını çıkardık, Kwai Köprüsü setinin kalıntılarını görmüş olduk diye avuttuk kendimizi :)
Aslında Kandy den sonra Adam's Peak'e geçecektik fakat Tanıştığımız bir aile Adams Peak ın çok dik merdivenlerden oluştuğunu gün doğumunu izlemeninse kalabalıktan dolayı neredeyse imkansız olduğunu söyleyince, Vincent'in ameliyatlı dizi için endişelendik ve vazgeçtik. İyi ki de vazgeçmişiz yol boyunca Adams Peak mağdurlarıyla sıkca karşılaştık.
Nehir durgun Göl gibi |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.