Galle
Singalaların diliyle Gol. Bentota' dan sonra ilk durağımız, trenle geldik. Yabancı olduğumuz için bize 1. mevki önerdiler. şunu belirtmeliyim ki burada geçirdiğimiz en sıkıcı yolculuktu. Tamam havalandırma, yiyecek ve içecek servisi hatta wifi bile vardı ama camları küçüktü ve koyu bir filmle kaplanmıştı dışarıyı görmek mümkün değildi.
Keyifsiz tren yolculuğumuzdan sonra Galle' e inince keyfimiz erine geldi tekrar.Dünya mirasları listesinde yer alan bu eski şehir, egemenliği altına girdiği tüm ülkelerin izlerini bu zamana kadar taşımış.
Önce küçük bir kıyı kenti olan şehir, Portekizlilerden sonra gelişerek adanın ana limanı haline gelmiş.Daha sonra Hollandalılar gelmiş şehre, onların gelişiyle Galle gelişmekte tavan yapmış. :) Ve en son İngilizlerin baskıcı sömürgeciliği gelmiş.Ve İngilizler gelişimi Kolombo'ya (Colombo) kaydırmışlar.
Galle, Avrupa kültürünün ve Asya geleneklerinin karışımı ile inşa edilmiş harika bir kent. Sokaklar hala söşürge döneminin izlerini taşıyor. Hala sağlam görünen kalesi Hollandalı' lar dan Yani 18. yy kalma. Çevrede hala o zamanlardan kalma yapılar var.
Bana Sri Lanka' da nerede yaşarsın dense hiç düşünmeden Galle derdim. Her girdiğin sokakta tarihte adımlıyorsun adeta. Ayrıca yine İngilizler' den kalma koloni evleri başımı döndürdü.
|
Galle Cami |
|
Kale |
|
kolonilerden kalma taşıma teknesi |
|
St. Mary Katedrali |
|
Her yol Lıghthouse :) |
|
Holandalı' lardan kalma saat kulesi |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.